Ocak 2010 için arşiv
panzehir
PANZEHİR
Dinçer Sezgin’e
Sen ki Dinçer Sezgin’sin bilinir
En güzel çiçeği rastlantının
Sen ki alkol deryasına bata çıka
karabataklara parmak ısırtan gemi
Sen ki bir parça uçurum kıyısı dostluğu
düşmeye beş kala çoğalan panzehir
Sen ki nice yoğun bakışımlı komalardan
dumanını savura savura çıkan kahraman
Alnı açık tarihlerde alırsın yerini
Hazırsındır söküğünü dikmeye
kırk yamayla bohçalanmış hayatın
Üstelik onca belanın püskülünü kesmek
her babayiğidin harcı değil
teklerken adım başı kalb-i viranın
Gayrı şanındandır Kundaracı Mustafa’nın oğlu
yel vurdukça taşınıp kargatulumba hastaneye
bir kez olsun deldirmemek postu
Gizem mi sihir mi mucize mi
Merakına muciptir tıbbın
( Bağışlayıver kıçı kırık Türkçemi )
ahmet günbaş
Add a comment Ocak 20, 2010
yâre
YÂRE
bütün ruhumla
sana taşındım sevgilim
pâre pâre
yaralarımla
diri ve kırmızı
kalbimdi bıraktığım avuçlarına!
sığamadım…
sığamadım…
sığamadım…
ah o şahlanan maya, o burcu hisar
nağmesi aya değen çağanak:
yer ile yeksan!
yan!ılgım… katlan yine eğnine
sarılarını sar geri, sırlan!
dinler gibi kendini ney
susar gibi kendine neyzen
kalsın bende yalnızlığın
suretâ bir sağanak
unutma!
acıdır suyu pişmanlığın
gün gelir hatırlarsın
kıyından geçmişti bir vakit
yelkenleri güneş fırtınası
bir dev kadırga!
hercâi alacası değil çün
açar kızıl kan rengi
bir zor gülün bağrında
ve hak edene takar tâcını
aşk!
Perihan Baykal
Add a comment Ocak 15, 2010
meseller
DAĞ MESELİ
dünya gözüyle göremediğim öte yüzündeyim
giderek aleve dönüşen vadilerinin
dağ değilsin: ona benziyorsun
sevdiğime; göğsün, eteğin ve gizemli uçurumunla
bütün meselleri yaşadım, yadsıdım, sır ve ayna halinde
yansıyan sadece sen oldun; meçhul değildi bu dem
göklerin sanal kapısını kapalı tut, dokunma öyle kalsın
küllerini örtünen kalbimin penceresi
yağmurla öpüşüyorum çoktandır;
sana aittir yüzüme vuran o görünmez zerre
uzak/mavi rüzgârlar savuruyor her gece
yatağıma, kızıl ağaç kabuğu kokan korularını.
ahmet uysal
Add a comment Ocak 7, 2010